İktidar kanadının son günlerdeki ali cengiz oyununu adı seçim barajıdır. Büyük ortakla küçük ortak barajın yüzde 7 olmasında anlaşmışlar. Bu yüzde 7’yi irdelemeden önce seçim barajının neden ve nasıl geldiğine bakmakta yarar var.
Seçim barajının 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ürünü olduğunu öncelikle ve özellikle hatırlatmak isteriz. Darbeciler, 1980 öncesinde güçlü hükümetler kurulamadığı ve ancak zayıf koalisyonlar şeklinde hükümetler kurulabildiği gerekçesi ile yüzde on barajını getirdiler. Yani yüzde 10’un altında oy alan partiler milletvekili çıkaramayacak ve onların aldığı oyların karşılığında büyük partiler milletvekili çıkaracaklar. Bu şekilde büyük partiler daha fazla milletvekili çıkaracakları için, kolayca hükümetler kurulacak, ülke istikrara kavuşacak.
Bu gerekçe mantıklı ve makul olmakla birlikte, temsilde adaletten sapma olduğu için kesinlikle adil değildi. Yüzde 10’un altında oy alan partiler mecliste temsil edilemiyordu. Nitekim yüzde 9 oy alarak barajın altında kalan ve temsil edilemeyen çok partiler gördük. Ama yasa koyucu, istikrar uğruna temsilde adaleti feda etmişti. Oysa yapılması gereken, her iki gerekçeyi de dikkate alarak daha makul bir baraj konulmasıydı. Çünkü bizdeki yüzde 10’luk seçim barajı çok yüksekti ve bir çok ülkede en fazla yüzde 5 baraj vardı.
Gelelim bugüne. Bugün zaten iktidar olabilmek için yüzde 50 +1 oy almak gerekiyor. Yani yüzde 10 barajının hiçbir anlamı kalmadı. Açık konuşmak gerekirse, daha önceden istikrar için getirilen yüzde 10 barajının “istikrar” gerekçesi ortadan kalkmış bulunuyor. Yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen sistem getirildiğinde barajın tamamen kalkması gerekiyordu. Zaten Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi getirilerken, barajın kalkacağı da konuşulan konular arasındaydı.
Ama hiçbir anlamı ve gereği kalmayan baraj kalkmadı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini getirenler, barajın kaldırılması gerektiğini hatırlarına bile getirmediler. Çünkü iyi niyetli değiller. Çünkü kafalarındaki sistem, ideal bir seçim sistemi değil. Kafalarında adil bir seçim sistemine yer yok, rakip partileri ezecek yok edecek, kendi partisine yarayacak bir sistem tasavvuru var.
Geçmişte de benzer seçim oyunlarını gördü bu ülke. 1946-50 arasında Demokrat Parti (DP) çoğunluk sisteminden vazgeçilmeli, bu adil değil, nispi temsile geçelim diyordu. Ama CHP, kendisine yarayacağı düşüncesiyle çoğunluk sisteminden vazgeçmedi. 14 Mayıs 1950’de DP büyük farkla iktidara gelince bu defa CHP nispi temsile geçilmesini savunmaya başladı, ama DP önceki söylediğini unutmuş ve adil olmayan çoğunluk sistemini bu defa kendisi savunmaya başlamıştı. 1957 seçimlerinde devlet radyosu daha sonuçlar belli olmadan öğleden sonra DP’nin kazandığı yerleri saymaya başladı. Bu saçma seçim sistemi yüzünden 1957’de Gaziantep’te olaylar çıktı, ölenler oldu, hükümet binası yakıldı! Demem o ki, seçim sistemi konusunda partiler masum değiller. Gücü eline geçiren kendine yontuyor!
Aynı oyunu şimdi de sahneye koyuyorlar. Güya Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde baraj olmayacaktı. Ama bir türlü 12 Eylül askeri darbesinin kalıntısı olan yüzde 10’luk barajı kaldırmaya yanaşmadılar. Hiçbir sebebi ve gerekçesi kalmamış barajı kaldırmayarak yüzde 7’ye düşürme ihtiyacı nereden doğdu? İktidarın küçük ortağının yüzde 10’luk baraja takılma ihtimali çok yüksek görünüyor. Öncelikle küçük ortağı kurtarmak gerekiyor! Peki, neden sıfırlamıyorlar? Belli ki, iktidar partisinden ayrılarak yeni parti kuranları ve diğer muhalif küçük partileri cezalandırma amacı güdülüyor. Bu partilere oy vermek isteyen yurttaşlar, “nasıl olsa barajın altında kalacak, bari oyum boşa gitmesin” diyerek başka yere yönelebilecekler! Başka yer neresi? Bu küçük partiler muhafazakâr olduğu için iktidar kanadı kendilerine yöneleceklerini düşünüyor! Gerçekten yönelirler mi? Belli olmaz! Başka yere yönelseler bile, iktidarın arzuladığı yer olmayabilir bu yer! Yukarıda CHP – DP dönemlerinden örnek verdim. Yurttaşlar o zaman kurnazlık yapan partiyi ters köşe yapmıştı. Şimdi neden olmasın? Barajı yüzde 7’de tutmanın bir amacı da HDP’nin (kapanırsa yerine kurulacak partinin) baraj altında kalma ihtimalini düşünmeleridir ki, bu partinin yüzde 7’lik bir barajı aşacağı kanaatindeyim.
Bu ülke bu tür seçim cambazlıklarını hak etmiyor! Bırakın artık bu tür ucuz saçmalıkları. Bırakın artık bu tür kurnazlıkları. Gerçekten bu ülkeyi seviyorsanız darbe kalıntısı seçim barajını sıfırlayın. Çünkü bu barajın ülke istikrarı ile bir ilgisi kalmadı. İktidar olabilmek için zaten yüzde 50 +1 gerekiyor. Neden şunu koruyacağım, şunu cezalandıracağım diye barajı kullanıyorsunuz? Adil olan barajın sıfırlanmasıdır. Darbelere karşıysanız, darbe kalıntısını neden muhafaza ediyorsunuz?