Deprem felaketi, kendisini unutmamıza fırsat vermeden sık sık yokluyor bizi. Şimdilik son uyarıyı İzmir’de yaptı. Her zaman olduğu gibi, çürük binalar çöktü. İnsanımız enkaz altında kaldı ve öldü.
Aynı şeyleri defalarca duyuyoruz. Yönetmeliklere uygun olmayan binalar var. Deniz kumu kullanılan binalar var. Demiri eksik kullanılan binalar var. Ya imar aflarına ne demeli? Usulüne uygun yapılmamış binaları affetmek, depremdeki ölümlerin neresine düşüyor? Bana en dikkat çekici geleni ise, binaların zemin katındaki işyerlerine alan açmak için taşıyıcı kolonların kesilmesi.
Üç kuruşluk dünya menfaati için çok katlı binanın taşıyıcı kolonunu kesmek ne demektir? O kadar insanı ölüm riskinin altına sokmanın ne demek olduğunu düşünmeyen, düşünse dahi, insan hayatından daha kıymetli görenlere ne demeli bilemiyorum. Bu durum, çıkarcılığın çok ötesinde bir şey.
Biz ekranlarda İzmir’i izliyoruz ama aslında ülkenin her tarafı aynı. Bütün belediyelerin ve ilgili diğer kuruluşların bina envanteri yapması gerekir. Mesela ben Adana’da ikamet eden biri olarak merak ediyorum. Bu şehirde belediyeler zeminlerdeki marketlere, kuaförlere, pastanelere, düğün salonlarına, spor salonlarına, restoranlara ve dahi diğer işyerlerine alan açmak için taşıyıcı kolon kesilip kesilmediğinin tespitini yapsa, acaba ne ile karşılaşırız? Bunun acilen yapılması gerekmez mi?
Bina kafamıza çöktüğü zaman Elif bebek, Ayda bebek kadar şanslı olmayabiliriz. Onlar ki, enkazdan çıkan umut, enkazdan çıkan güzellik, enkazdan çıkan umuttur. Onlar ki, tutunamayanların ülkesinde tutunacak bir parmak bulabildiler.
Unutmamak lâzım ki, bu ülke tutunabilenlerle ile tutunamayanların ülkesidir. Binayı tutan taşıyıcı kolonu kesersen, bina tutunamayanlardan olur. Tutunamayan bina kafamıza çöker.
Binanın yerine ülkemizi koyalım. Bir ülkenin taşıyıcı kolonu hukuktur, adalettir, eşitliktir, özgürlüktür, demokrasidir, özgür düşüncedir, kardeşliktir, şeffaf yönetimdir, liyakattir, iyiliktir, güzelliktir, doğruluktur. Biz bu taşıyıcı kolonlarımızı sağlam tutuyor muyuz? Taşıyıcı kolonlarımızı koruyor muyuz? Ya da birilerine alan açmak için kesiyor muyuz?
Ülkenin taşıyıcı kolonlarını korumuyorsak, bencil ve küstah otoriteye alan açmak için adaleti, eşitliği, özgürlüğü yok ediyorsak, enkaz yığınlarının başımıza çökmesini bekleyebiliriz.
En önemli taşıyıcı kolonlardan birisi olan liyakati, göstermelik mülakatlarda keserek, layık olmayanlara alan açanlar adalet binasını çökertenlerdir. Bu öyle bir çöküntü ki, enkazın altında hepimiz kalacağız. Çöküntüden çıkabilmek için, Elif bebeğin tutunduğu parmağı dahi bulamayabiliriz.