Sezona büyük umutlarla giren, ancak umduğunu bulamayarak ilk yarıyı son sırada tamamlayan Adanaspor, 17. maçında Fenerbahçe’den puan kaparak kalan maçlar için umut saçtı. Kazanılan 1 puan, puandan öte. Verdiği moral daha fazla. Aslında maç öncesi ‘’Bir puan alın, gidin’’teklifini başımızın üzerinde kabul edeceğimiz bir maçtan, maç sonunda aldığımız puanla ‘’Buruk sevinç’’ yaşıyoruz. Peki...Bu maçta çok mu iyi oynadık? Yoo...Sezonun ilk yarısında bu maçlardan çok oynadık ama sonuca gidemedik. Devre arası transferler mi, takımın çehresini değiştirmişti? Yoo...Sadece İtanje farkı ile ve yeni Levent hocamızla aynı kadroyla çıktık sahaya. Saraçoğlu’nda 3 puanı hakeden oyun, düşmüş gözü ile bakılan takımımızı ‘’umuda yolculuk’’a sürükledi...
Aynı şablon ile oynamaya çalışan iki takımın maçıydı. Fenerbahçe özellikle Advocat sonrası ‘’bekleyerek’’ oynayan ve kaptığı toplarla ‘’hızlı hücuma çıkan’’ takım görüntüsündeydi. Zaten takımımızda bu şablon ile, geçen sene şampiyon olmuş, bu sene rakip defansın arkasında geniş boşluklar bulamamıştı. Bu maçta Fenerbahçe, Adanaspor’un tuzağına düşüp üzerine gidince, geride bıraktıkları geniş alanlara depar atmayı seven Magaye ve Ronie ile iki gol buldu. Daha fazlasını da bulabilirdi. 75. dakikadan itibaren yorulan takımımız, Advocat’ın da Van persie ve Salih hamleleri ile oldukça zor anlar yaşadı, net pozisyonlar verdi ama bu anlarda İtanje kalesinde devleşti. Umuda yolculuğa başlangıç yaptı...
Neticede ligin zirvesini zorlayan Fenerbahçe ile, ligin dibinde ki Adanaspor maçıydı. Fenerbahçe’nin seyircisi bile, ‘’maçı nasıl olsa alırız’’havasına girip tribünleri doldurmamıştı. Bizi küçümsediler ve cezasını çektiler. Advocat, kafası karışık, Antalya’da idman yememiş Aatıf’ı ilk 11 de sahaya sürerek, adeta ekmeğimize yağ sürdü. Oyuna girdikten sonra etkinliklerine şahit olduğum Salih ve Van Persie’yi oyuna geç alarak (79. Dak.) hata yaptı. Biz ne yaptık? Tehlikeli silah Lens’i kademeli durdurmayı becerdik. Rakip defansa baskı yapıp kaptığımız toplarla neticeye gittik. Bugüne kadar oynadığı maçlarda taraftarlarına saç baş yolduran Magaye, bir gol bir asist ile maçın yıldızı seçildi. Yine daha önce ki maçlarda pek etkili olamayan Ronie, golünü atarak görevini yaptı. Koman 13 km. üzerinde koşu ile ‘’maçın en çok koşanı’’ seçildi. En önemlisi takımımızın 118 km. koşmasıydı ki, bu rakam Süper lig standartlarının üzerinde bir rakam...
Umuda yolculuk Fenerbahçe stadında başladı. Haftaya Bursa stadında 3 puan ile taçlanırsa anlam kazanır. Umarım, yakaladığımız bu ivme, bizi bir an önce küme düşme hattında uzaklaştırır, umuda yolculuğa devam ederiz...
xxx
Ağlarsa, anam ağlar!
Ezginin başlığını Adana Demirspor’a uyarlarsam, ‘’Ağlarsa, ADS taraftarı ağlar’’ demem lazım...Eğer, Çukurova derbisini kazanamıyorsan...Eğer, lig sonuncusunu evinde yenemiyorsan...İntikam diye tutuşan seyircine, Mersin’i yenme keyfi yaşatamıyorsan...O muhteşem taraftarını ağlatırsın, yönetimini istifaya davet ettirirsin...
Eski tas, eski hamam...
Adana Demirspor sahaya ilk yarıdan mevcut 11 oyuncusuyla çıktı ve kulübesini alt yapıdan gelen gençlerle donattı. Federasyona olan borcun yatırılamaması nedeniyle, transfer görüşmeleri sonuçlandırılamadı. Bu olay Engin hocanın da elini kolunu bağladı ve mevcut 11 oyuncusu ile başladığı maçı, 10 kişiyle bitirebildi...
Oğuzhan ve Yönetim Kurulu...
Adana Demirspor solbeki Oğuzhan maçın yıldızıydı. Oyunun her iki yönünün gereklerini yerine getirirken, yüreğini de sahaya koyarak taraftarının haklı övgüsünü kazandı. Özellikle Mersin karşısında puan kaybına köpüren seyirci hırsını yönetimden çıkardı ve istifaya davet etti. Aslında Ocak transferi sonuçlanana kadar yönetime kredi tanımak lazım...
Pote’li ve Pote’siz oyun...
Maçları kazanırsak Pote sayesinde...Maçları kaybedersek Pote yüzünden...Açıklayayım...Pote’nin sahada varlığı, topu kazanan oyuncuyu kendine oynamaya zorluyor. Topu kazanan, başka alternatif aramaksızın uzun toplarla Pote’yi arıyor. Bu da 2 kişi tarafından kontrol altına alınan Pote’nin zorlanmasına neden oluyor. Oyuncular Pote’ye top atmaya öylesine şartlanmışlar ki, daha müsait alternatifleri göremiyorlar. Engin hocanın bu konuya parmak basması lazım...
Bireysel analiz...
Kaleci Emrullah, yaptığı güzel kurtarışların arasına, her maçta bir hata sıkıştırıyor. Hataya tahammül olmayan günler geliyor...
Göksu...Sezonun ilk yarısının yıldızlarından, ancak Mersin maçına tutuk başladı. Daha dikkatli olması gereken anlarda, 2. sarıyı görerek arkadaşlarını sahada eksik bıraktı...
Serkan- Mehmet Taş ikilisi...Aksadılar. Bu bölge aslında Onur- Raspopoviç ikilisine teslimdi ama onlar olmayınca zorlandık...
Oğuzhan... Seyircinin kalbine taht kurdu...
Berkay- Servan- Serkan üçlü orta alan... Riskten kaçtılar. Oyunun iki yönünü oynamakta güçlük çektiler. Eminim ki, Engin hocanın elinde alternatifleri olsaydı, üçünü de oynatmazdı...
Grbiç- Waldison kanatları...Oyuna katkı koyamadılar. Geriye dönüşleri zayıftı. Pote’ye servis görevlerini aksattılar. Zaten takımımızın transfere en çok gereksinim duyduğu bölgeler...
Pote.. Gol atamadığına göre görevini yapamadı...
12. Adam muhteşemdi. Kareografi için ellerine sağlık...
Yönetim... Adana Demirspor tarihinde böyle skandalların yaşandığı başka bir dönem yok...Sezonun ilk Samsun maçına lisansların yetişmemesi mi, dersiniz...3 puan silinme cezası mı, dersiniz... 7. hafta hoca gönderme mi, dersiniz...Bugünlerde borç ödenmemesi nedeniyle transfer tahtasının kapanma endişesi mi, dersiniz...Ve, nihayet seyirci patladı istifa sloganları ile... Borcun acilen kapatılıp transferlerin takıma katılması yüzümüzü güldürüp yönetimin ayıbını unutturabilir...Aksini düşünemiyorum...Mevcut oyuncu kadrosu ile hedeflere ulaşılmaz...Gün, yönetimin kolları sıvama günü...