“Aşkın Hünkârı Hacı Bektaş Veli/Şahdiz” ve “Kalplerin Işığı Börklüce Mustafa/İriş” kitaplarının yazarı Kemal Derin’in “Büyük İsyan” adlı romanı Destek Yayınları’ndan çıktı.
Kalender Çelebi’nin, nam-ı diğer “Şah Kalender”in on binlerle birlikte ayaklanarak başlattığı isyanı anlatan romanda Yavuz Sultan Selim’in Alevilere yaptığı kıyımı da soluksuz okunacak bir kurguyla işleniyor.
Şah Kalender Muhteşem Süleyman’a karşı Cincife Savaşı’nı kazandığında Osmanlı Sarayı’nda kızılca kıyamet kopar. Fedailer, ölü bedenlerin giysilerini ve silahlarını giyinip kuşanır. Bir avuç Türkmen, Osmanlı’ya diz çöktürerek Anadolu’da kendi egemenliğini ilan eder, bir yandan da Yavuz Sultan Selim’in yaptığı toplu kıyımın intikamını alır.
II.Bayezid’in alın çatılarına damga vurarak Modon ve Kodon’a sürgün ettiği Kızılbaşların Baba Zünnun önderliğinde Mohaç fatihi Sultan Süleyman’ı hükmettiği topraklarda yenmesi Şah Kalender’i Pir Sultan’ın muradını gerçekleştirmek için umutlandırır.
Pargalı İbrahim Paşa önderliğinde yola çıkan Osmanlı ordusu ufkun ardında otağ kurar. Bir de buna Dulkadir beylerinin korkunç ihaneti eklenir. Yine de inançlı ve kararlı bir fedai ordusu kılıç kuşanmış bekler. İşte bu o zamana dek bu topraklarda yaşanmış en büyük savaşlardan biridir ve Anadolu tarihini yeni baştan yazmıştır.
Yazar Kemal Derin, Yavuz Sultan Selim’le ilgili 500 yıl sonra tartışma yaratacak konuyu şöyle anlatıyor:
“Onun gerçek ismi ‘Selim’dir. Kulağı delik ‘Selim’ olarak da bilinir. II. Bayezid Han’ın en küçük oğludur. Babası II. Bayezid Han kulağına “Selim” diye fısıldamakla ona hem ismini bahşetmişti hem de dünyanın gelip geçici olduğunu hatırlatmıştı. İnsanlara fenalık değil iyilik etmesi için ‘Selim’ ismini vermişti ona. Ancak o bizlere fenalığın en büyüğünü reva gördü. Önce hükmettiği toprakların en ücra köşesine bilgin kâtipler gönderdi. Kızılbaşları, Ali soyluları yedi yaşından yetmiş yaşına kadar gördüğü yerde kısım kısım, oba oba, boy boy, hane hane, ad ad defterlere kaydetti. Kaydetme bitince defterlerin Divan’a getirilmesini buyurdu. Sonra da topluca siyaset edilmemizin fermanını verdi. Siyaset edilmemizden maksat katledilmemizdir. O ferman sonrası Anadolu’da, Rumeli’de, Mezopotamya’da deftere kaydedilen, kaydedilmeyen ne kadar Ali soylu varsa tamamı görüldükleri yerde kılıçtan geçirildi. Biz Kızılbaşlara toplu kırımı reva gördü. Toplu kırıma uğramamızdan dolayı ‘Yavuz’ ismini biz ona verdik. ‘Ömrü billâh unutulmasın, biz Kızılbaşlara reva gördüğü kıyımlarla hatırlansın, laneti üzerinde kalsın’ diye bu ismi biz verdik ona. Dünya var oldukça; o, bu isimle anılacak, bu lanetle hatırlanacak; Kızılbaş toplu kırım fermanını veren kıyıcı olarak bilinecek.”
KEMAL DERİN KİMDİR?
1971’de Karakoçan’da doğdu. 1993’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1996 yılından bu yana serbest avukatlık mesleğini yürütmekte olan yazar, birçok sivil toplum örgütünde aktif olarak görev aldı. Avrupa Birliği ve azınlıklarla ilgili çalışmalar yürüttü, bu alanda makaleler yayımladı. Hacı Bektaş Veli’nin öğretisine etkisini görebilmek için yaşadığı toprakları dolaşarak bugüne kadar kimsenin yapmadığını yaptı. Hacı Bektaş Veli’nin doğduğu Nişabur’dan başlayıp onun Anadolu’ya gelirken izlediği “Hac Yolu”nu takip ederek bir ilki gerçekleştirdi. Yazarın ilk romanı Aşkın Hünkârı Hacı Bektaş Veli/Şahdiz Eylül 2012’de, ikinci kitabı Kalplerin Işığı Börklüce Mustafa/İriş Ocak 2014’te yayımlandı.
