Sümer, "Üretim durdu, kepenkler bir bir iniyor"

Milletvekili  Orhan Sümer, “Türkiye’nin üretim gücünü ve ekonomik direncini temsil eden küçük ve orta ölçekli işletmeler, AKP iktidarının yanlış ekonomi politikaları altında her geçen gün biraz daha yok oluyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre 2025’in ilk 8 ayında kurulan şirket sayısı %0,6, kooperatif sayısı %29,5 oranında azalmış durumda. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı %11,1 artarken, kapanan kooperatif sayısındaki artış da %11,1 olarak kayıtlara geçti.

Bu tablo, iktidarın “büyüyoruz” söyleminin tam tersine, ekonominin reel tarafında çöküşün hızlandığını ortaya koyuyor. Giderek artan maliyetler, yüksek vergi yükü, fahiş kira ve enerji fiyatları işletmeleri ayakta kalamaz hâle getirdi. Artık yalnızca küçük esnaf değil, orta ölçekli üreticiler de birer birer kepenk indiriyor.” Dedi

TÜRKİYE YÜZYILI DEDİKLERİ, EKONOMİK ÇÖKÜŞ DÖNEMİ

Sümer, “Ağustos 2025 verileri de tabloyu daha da vahim hâle getiriyor. Bir önceki aya göre kurulan şirket sayısında %5,9 azalma, kooperatif sayısında %25,3 düşüş, gerçek kişi işletmelerde %15,2 azalma yaşandı. Üstelik kapanan şirket sayısı %34,6 oranında azalmış görünse de bu, ekonomik toparlanmadan değil, faaliyetini tamamen durdurmuş işletmelerin artık resmî kayıtlara bile geçmemesinden kaynaklanıyor.

AKP iktidarının uyguladığı yüksek faiz, yüksek vergi ve düşük alım gücü politikaları, piyasayı adeta nefessiz bırakmıştır. Bu ekonomi modelinde yalnızca rantçılar, yandaş müteahhitler ve ithalat lobileri kazanırken; üreten, istihdam sağlayan, vergisini ödeyen milyonlarca emekçi işletme batma noktasına gelmiştir.” Dedi

BU EKONOMİK TABLONUN SORUMLUSU SARAY POLİTİKALARIDIR

Orhan Sümer, “Bugün yaşanan tablo açıkça göstermektedir ki iktidar değişmediği sürece, ülkemizde üretim duracak, kepenkler bir bir kapanacak, işsizlik daha da derinleşecektir. Türkiye’nin yeniden ayağa kalkması için ihtiyaç duyduğu şey; adil, şeffaf, üretim odaklı ve halktan yana bir ekonomi anlayışıdır. Bizler, emeğin, üretimin ve alın terinin yanında olmaya; sarayın değil, sokağın sesini duyurmaya devam edeceğiz.” Dedi