Alparslan, kanun teklifinin kabul edilmesi halinde doğayı, tarımı, gıda güvenliğini hiçe sayan düzenleme olacağını belirtti.
“GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ÇEVRESEL YIKIMLARA YOL AÇAR”
Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı ile birlikte açıklama yapan Şehmus Alparslan, tarım arazileri, meralar, zeytinlikler ve ormanların Türkiye’nin değerli varlıkları olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkat çekti. Şehmus Alparslan, “Bu alanlar, gıda güvenliğinin ve güvencesinin temeli, biyoçeşitliliğin koruyucusu, iklim dengesinin sağlayıcısı ve kırsal yaşamın dayanağıdır. Madencilik gibi kısa vadeli rant projelerine kurban edilmeleri, geri dönüşü olmayan çevresel ve toplumsal yıkımlara yol açacaktır. Bu değerler, halkın ortak mirasıdır ve gelecek nesillerin yaşam hakkı için korunmalıdır. Söz konusu yasa teklifi, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini ve dolayısıyla gıda güvencesini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Tarımsal alanların madencilik faaliyetlerine tahsis edilmesi, toprağın verimliliğini yok edecek, toprağın ve suyun kirlenmesine sebep olacak, gıda üretim zincirini olumsuz etkileyecek ve halk sağlığını riske atacaktır.”
“ZEYTİNLİKLER MADENCİLİĞE FEDA EDİLMESİN”
Zeytinin, Türkiye’nin tarımsal ve kültürel mirasının en önemli ürünlerinden biri olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Alparslan şöyle devam etti:
“Dünyada üretim açısından ikinci olduğumuz zeytinyağı, hem iç pazarda hem ihracatta kritik bir üründür. Türkiye, dünya zeytinyağı üretiminde söz sahibiyken, zeytinliklerin madenciliğe açılması bu avantajı yok edebilir. Zeytinliklerin korunması, sadece tarımsal bir mesele değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir zorunluluktur. Türkiye'nin 41 ilinde ve 270 ilçesinde zeytin üretimi yapılmaktadır. Üretimin %53’ü Ege'de, %18’i Marmara'da, %23’ü Akdeniz'de, %6’sı Güneydoğu Anadolu'da ve %0,2’si de Karadeniz Bölgesi'nde gerçekleştirilmektedir. Zeytin ağacında periyodisiteden dolayı zeytin üretimi yıllara göre dalgalanmalar gösterse de, dane zeytin üretimi zeytin alanlarındaki artışa paralel olarak artış eğilimindedir. 2023 yılında 1,5 milyon ton rekolte gerçekleşmiştir.”
“YASA TEKLİFİ RANT ODAKLI”
Hazırlanan teklifin, uzman meslek kuruluşlarının görüşlerini dışlayarak şirketlerin rant odaklı taleplerini öne çıkardığını belirten Alparslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Teklif, Akbelen ve Yatağan gibi somut bölgeleri hedef alan “kişiye özel yasa” niteliği taşımakta, maden ve enerji şirketlerinin taleplerine göre şekillendirilmektedir. Bu durum, çevreye ve halkın geçim kaynaklarına zarar verirken, iklim değişikliğinin yarattığı krizi derinleştiren fosil yakıt bağımlılığını teşvik etmektedir. Bu yasa, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası çevre sözleşmeleriyle çelişmekte ve toplumsal adaleti tehdit etmektedir. Çok sayıda ilgisiz konuyu bir araya getirerek, toplum yararına aykırı düzenlemelerin hızla yasalaştırılmasına olanak sağlayan “Torba Yasa” yönteminin yanlışlığını daha önceki açıklamalarımızda da vurgulamışken aynı yöntemin gıda güvenliği, gıda güvencesini, tarım ve çevre gibi hayati meselelerde gündeme gelmesi kabul etmiyoruz. Bu yaklaşım, halkın bilgilenme hakkını ve demokratik katılımını engellemektedir.”
“KOMİSYON YASA TEKLİFİNİ GERİ ÇEKSİN”
Torba yasa teklifinin derhal geri çekilmesini istediklerini belirten Şeyhmus Alparslan, “Gıda güvenliği, gıda güvencesi, tarım ve çevre gibi hayati konularda yapılacak yasal düzenlemeler, ilgili meslek odaları, bilim insanları, çiftçi örgütleri ve halkın katılımıyla şeffaf bir şekilde hazırlanmalıdır. Tarım arazileri, meralar, zeytinlikler ve ormanlar halkın mirası olarak kalmalıdır. Meslek odalarının bilimsel ve teknik denetim yetkileri kısıtlanmamalı, güçlendirilmelidir. Kamu yararı ve toplumsal fayda gözeten, bilimsel ve çevre dostu politikalar benimsenmeli, yasalar şirketlerin çıkarlarını değil, halkın ve doğanın çıkarlarını gözetmelidir. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odasının Adana Şubeleri olarak, bilimin, tekniğin ve kamu yararının rehberliğinde, halkımızın sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişim hakkı ile doğamızı savunmaya devam edeceğiz.