Adanaspor’un başına Teknik Direktör olarak Osman Özköylü başladıktan sonra disiplinde bir zaafiyet başladı. Geçen maçta oyundan alınan Tevfik’in, hocasının uzattığı eli sıkmayıp sinirlenmesinin cezası bu hafta Giresun karşısına ilk 11 çıkmamak oldu. Bu hafta Bekir’in oyundan çıkarken agresif tavırları, bu konuda ‘’acaba’’ dedirtti. Son olarak kazanılan penaltıyı, hocasının penaltıcı olarak Renan’ları belirlemesine karşın Roni’nin atması disiplin zaafiyetinin belirleyicisi oldu...Magaye’nin kafasının başka yerlerde olması, başka takıma transfer olmak istemesi, işin tuzu, biberi...
4 stoperli defans kurgusu...
Giresun karşısına Onur- Emre- Didi- Renan dörtlüsüyle dizildik, yani 4 stoperle...Haliyle böyle olunca, kanatlardan akın geliştiremez olduk. Onur sağbek mevkisi olmamasına karşın çalıştı, didindi, bölgesinin hakkını verdi ve beraberlik golünü de attı. Solbekte Renan tarafında akın geliştiremedik ve etkisiz kaldık. Digao’nun yabancı sınırına takılması, Gökhan Süzen’in cezalı olması, böyle bir tabloyu kaçınılmaz kıldı...
Ocak transferleri henüz oturmadı...
Takımımızın ilk yarıda oynadığı maçlar sonunda aksayan bölgeler saptanmıştı.
-Forvette Magaye’nin verimsizliği, golcü transferini gerektiriyordu...
-Forvetin kanatları çalışmıyor, gol noktalarına yeterli topları getiremiyorlardı.
-Orta alana oyunun her iki yönünü oynayabilen bir usta gerekti...
-Defansın kanatlarına takviye gerekliydi...
Bir Türk stoper transferi, yabancı sınırlaması konusunda hocanın elini rahatlatırdı...
Biz ne yaptıl Ocak transferinde?
Magaye’nin yerine golcü almadık, Bahattin’i kullanıyoruz. Olabilir ama bu işin sakatlığı var, cezalısı var. Hala takviye gerekli...
Eğer yarım sezon forvetin kanatlarından şikayetçi olmuşsak ve Giresun karşısına yine kanatlarda Abdülaziz ve Oğuzhan ile başlıyorsak, bu işte bir yanlışlık var...Sonradan oyuna giren Uche Kalu, güçlü olursa etkili olacağını gösterdi ama hazır değil...
Orta alanda Renan Fouginho- Tevfik- Bekir’in formsuzlukları, Koman’ın yabancı sınırına takılması ve bu bölgeye takviye yapılmaması, işimizin zor olduğunu gösteriyor...
Defansın kanatlarına Berkan takviyesi yapılıp oynatılmıyorsa, Gökhan cezalı, Digao yabancı sınırında kalıyorsa, Emre Uğur alt yapıda çalışıyorsa, bu yoklukta kanatları iki stopere teslim edersin, kanatların yeterince çalışmaz...
Bir Türk stoper istemiştik ama bu isim Emre Can Coşkun olmamalıydı...
Kaleci İrfancan ve artan seyirci sayısı...
Maçta pozitif yönümüz genç kalecimiz İrfancan’ın üstüne koya koya pişmesiydi...Seyirci sayısında ki artış, diğer bir güzellikti...
Takım olma yolunda ilerliyoruz diyor Osman hoca...
Demek ki, bundan önceki hocalar döneminde takım olmayı becerememişiz...
Özetle...
Ocak transferlerini başarısız buluyorum...Mevcut oyuncularımız da yeterli form düzeyini yakalayamazlarsa, ilk altı hayal olur...
xxx
Transfer tahtası açılmasaydı
Hafta içinde Büyükşehir Belediyenin katkılarıyla Adana Demirspor’un önemli miktarda borcunu ödedik, transfer tahtasını açtık, 4 yeni oyuncuyu bünyemize kattık ve Rize deplasmanında sahaya sürdük. Yenilerde derde deva olmadı. Olacak gibi de görünmüyor. Transfer tahtasını açamasaydık, Gege- Sergiy-Kubilay ve Aydın oynamasaydı, bundan kötü mü olurduk? İlk maçta böyle söylemek için erken ama Gege hazır görünmedi, hocası da 45 dakika sonunda oyundan aldı. Takımımızın oyunun iki yönünü oynayabilecek orta alan oyuncusuna gereksinimi varken, Brezilya’dan bilekleri yumuşak, araya pas atabilen ama oyunun sadece ofans yönünü oynayan oyuncu transferi ne kadar yaraya merhem olur, ileride göreceğiz...Keza Aydın Yılmaz 100 kg. olmuş, ne zaman forma girer ve faydalı olur, belli değil...Kubilay ön libero oynadı, eh işte...Sergiy orta alana dinamizm kazandırır, göründü...İşte o kadar...
Neredeler?
Geçen hafta Kaleci Kurtuluş’a olumsuz tezahürat yapanlar...Neredesiniz? Eğer takımımız Rize’den puanla dönseydi, bunda aslan payı Kurtuluş’un olacaktı. Biz sene sonunu bu oyuncularla getireceğiz...Her oyuncumuz kıymetli...Lütfen, köstek değil destek...
Defansta bekleyerek oynamak...
Daha önceki hocamız Giray Bulak, eldeki mevcut oyuncularla oynanabilecek en iyi oyunun, ‘’yaslanarak oynamak, iyi savunma yapmak, kazanılan topları ayağa oynayarak hızlı hücuma çıkmak’’ olduğuna karar vermişti ve nitekim 10 maçta 14 puan toplamıştı...Rize karşısında da bu şablonla oynadık ve defansif anlamda başarılı da olduk...Defansımızın göbeğinde oynayan tecrübeli Yiğitcan- Sezer ikilisi, arkalarında geniş boşkular bırakmadıkları için, foyaları ortaya çıkmadı...Kanatlarda oynayan Erhan ve Batuhan, oyunun sadece defansif yönünü düşündüler. Hücuma kalkamadılar ve oyunu kanatlardan ileriye taşıyıp Tambe- Atabey ikilisine detek veremediler...
Sezonun ilk yarısında ne çektiysek, orta alanda verimli olamadığımızdan çektik...Yiğit İncedemir- Lingane- Savaş- Lalawele dörtlüsünün katkısız oyunları, takıma ota alan transferi ihtiyacını doğurdu. Rize karşısına üç yeni transferle çıktık. Gege- Kubilay- Sergiy üçlüsü de altından kalkamadı ağır yükün...Kubilay vasat, Gege yetersiz, Sergiy ileride faydalı olacak gibi göründü...Tambe ve Atabey Rize defansını aşamadılar, top tutamadılar, hızlı hücuma da kalkamadılar. 85 dakika direnen defansın yanı sıra, hızlı hücumda gol bulabilseydik, ‘’Deplasmanda nasıl oynanır?’’ Rize deplasmanında gösterecektik...Ama o kadar üstümüze geldiler ki, gol kaçınılmaz oldu. Kurtuluş gol kurtarmaktan yoruldu. Sezer’in boşalttığı alana koşu yapan golcü Vedat skoru ilan etti ve onca emek boşa gitti...
Timuçin hoca 2. yarıya Adil ile başlamakla doğru yaptı. Defansın önünü ördü...Bundan sonra ki maçlarda da bu sistemden vazgeçmemeli, sadece forvete işlerlik kazandırmalıdır...
