Deprem tektonik fay hatlarının haritalarını hemen her yerden bulabilmekteyiz. Bir örneğini ekledim. Kırmızı çizgiler, tektonik ana fay hatlarını göstermektedir.
Hepimizin bildiği üzere Afrika kıtası Arabistan alt ucundan ekvatora paralel çizilen hayali hat üzerinden tektonik hareketle 2 ye ayrılmaktadır, Üst ucu Girit ile Kıbrıs arasından ok gibi girerek, Anadolu’yu alttan yukarı doğru kaldırmaktadır.
Arap levhası da Anadolu’ya doğru ilerlemekte ve itmektedir.
Bu tektonik hareketlerin birkaç milyon yıl boyunca devam edeceği üzerine internette çok sayıda kaynağa ulaşabilmekteyiz. Bunun tek anlamı var: Sürekli depremlere maruz kalacağız. Depremden korkmayalım, alınması gereken önlemleri alalım.
Bu yüzden deprem uzmanlarının, mühendislerin önerileri sürekli dikkate alınarak; önerilen bölgelerde-yerlerde ve önerildiği koşullarda-şekillerde binalar yapılmalıdır. Genelde
uzmanların konuşmalarında, çelik konstrüksiyon önerdiklerine ve çelik bağlantı yerlerinin sağlamlığına dikkat edilmesi hususundaki önerilerine şahit olmaktayım. Çelik ile demir kullanma arasındaki maliyet farkı, yaklaşık 2 katı olduğunu söylüyorlar, depreme dayanıklık oranlarını da katsayı olarak veremiyorum, ancak ciddi farklılıklar olduğunu uzmanlar söylüyorlar. Burada binalardan kasıt sadece evler olmamalıdır.
6.2.2023 Maraş depreminden sonra herkes konutlara ağırlık verdi, tüm önlemlerin konutlar üzerinden alınacağından herkes bahseder oldu.
Peki yollar ne olacak, depremde bozulan , yıkılan yollardan yardım nasıl gidecek? Cevabı duyar gibiyim, hava ulaşım araçları var. Hava ulaşım araçları ile karayolları mukayese edildiğinde; havayolu ulaşımının daha hızlı olacağı görülmektedir. Ancak yeterlilik, miktar vb açılardan farklılıklar mutlaka yetkililerimizce tespit edilmiştir. Peki havaalanlarının depremden etkilenme durumları ile ilgili alınan önlemler nelerdir ? Aklıma hemen Maraş depreminden sonraki, Hatay havaalanı geliyor. Hava limanları dışında , deniz yolları için de limanlar vardır ve limanlarımız depreme ne kadar dayanıklıdır, depremlerden sonra gemilerimiz vb limanlara yanaşıp halkımıza gereken desteği verebilecekmidir?
Fabrikalarda yıkım olduğunda hem fabrika çalışanları işsiz kalıyor, hem de üretilen mamüllerden faydalanacaklar mahrum kalıyorlar. Fabrikalar dışında diğer işyerleri ve işletmeler de gereken önlemleri almak zorundadırlar.
Diğer bir husus, Ülkemizin jeopolitik önemi nedeniyle son zamanlarda gündeme gelen petrol ve doğalgaz boru hatlarıdır. Tektonik fay hareketliliğinde, boru hatlarının zarar görmemesi için ne gibi önlemler alındı ? Ne gibi önlemler alınabilir? Son depremden sonra, bazı deprem bölgelerinde doğalgaz hizmetlerinin sekteye uğradığını hepimiz biliyoruz. Ana boru hatlarının , tektonik levhaların üzerinden ya da çok yakınından geçtiği ; fay hatları incelendiğinde çok belirgin görülecektir.
Hemen aklıma gelen diğer bir hususta, askeri tesisler, kışlalar, silah üretim yerleri, depolar vb . dir.
Otellerde, öğrenci yurtlarında alınan önlemler, muhtemelen konutlardaki gibidir.
Barajlar kaç şiddetinde depreme dayanıklı yapılmışlardır? Alınması gereken önlemler alınıyor mu ?
Son zamanlarda gündeme gelen enerji ihtiyaçları için Nükleer santraller gündeme gelmektedir. Mersin Akkuyu nükleer santral inşaatı son hızla devam ederken başkaca nükleer santrallerin yapımı için de basından bir takım haberler çıkmaktadır. (Örnek: Sinop) Nükleer santraller kaç şiddetinde depreme dayanıklı yapılmalıdır? Uluslararası standardı varmıdır ? Uluslararası standart var ise, ülkemizdeki santraller bu standartlara uygun mudur ? Yoksa masraftan kaçınmak için, standartlara uyulmamaktamıdır ?
Alınacak tüm önlemlerin 6331 sayılı iş güvenliği ve kanunu başta olmak üzere, mevzuatımızda yazılı tüm hususlara tam uyulması durumunda ; çok büyük olasılıkla tedbirlerin yeterli geleceğini düşünmekteyim.
Maddi durumu uygun herkese, mümkünse, demir yerine çelik kullanmalarını ve çeliklerin bağlantı yerlerine de özellikle dikkat etmelerini ve çalışanların bu bağlantıları kuralına uygun yapıp yapmadıklarını uzmana kontrol ettirmelerini tavsiye ediyorum.
Afetleri azaltma ile ilgili ilk defa Hyogo çerçevesi 2005 te Birleşmiş Milletler tarafından Resmi olarak onaylandı. Daha sonra Japonyanın Sendai şehrinde Afet riski azaltma çerçevesi diğer adıyla Sendai çerçevesi 2015 te Birleşmiş Milletler tarafından , Hyogo çerçevesinin devamı olarak ; Dünya Afet Riski azaltma konferansında onaylandı. Bu çerçevelerde alınan tüm kararların özeti: Her ülke doğal afetlerle ilgili gereken her tür önlemi, yapılması gerekenleri, hem mal hem de can kaybını mümkünse sıfıra indirmek değilse en düşük seviyeye indirmek için yapacaktır.
Her bireyin, “afet sonrası altın saatler” olarak adlandırılan “ilk 72 saat, yani ilk üç gün” için hazırlıklı olması çok önemlidir.
Herkese tavsiyem, para uğruna kuralları eğip bükmeyiniz, kurallara uymak hayat kurtarır.