Sahnedeki rolünü insan olarak doyasıya oynadın,
Bazen mutlu, arada sıkıntılı, başarılı/başarısızdın,
Şimdi soru şu; peki, kendini tam olarak tanıdın mı?
Hayatı sevdin mi? Sorunlarınla başa çıkabildin mi?
-Ben bu sahnede mutlu oldum diyebildin mi?
…
Şunu unutmadan söylemeliyim ki;
Yüzde yüz bitecek olan bu macerandaki.
Mutlu olmak istiyorsan hayata sıkıca sarıl
Başarılı ve mutlu insan rolünü sevgiyle sürdür;
Bu sahnede rolünü kaç yıl oynarsan oyna,
Ömür boyunca artık; yeni bir beden/yeni bir ruha,
Bir daha asla sahip olamayacaksın,
Bu sahnede insan olarak asla görünemeyeceksin,
…
Şunu aklından bir an olsun çıkartma;
Hayat denilen bu sonsuz denizde,
Bu günkü bedenle görüntün ve ruhunla,
Beden isimli geminle doğduğun andan,
İtibaren seyahat ettin ediyorsun, edeceksin,
Mutlu olmak da, mutsuz olmakta kendi elinde,
…
Yüzde yüz geçici ve bitici olan bu serüvende,
Ömür isimli varlığının her saniyesinin,
Tadını doyasıya çıkar, asla karamsar, kötümser,
Kaygılı olma, varlığının her anında olumlu düşün,
Her şeye en güzel ve en olumlu tarafından bak,
Canlı cansız tüm varlıkları sevgiyle, merakla,
Ve hayranlıkla, sırlarını öğrenmek için ibret alarak izle,
…
Ama ilk ve son kez bulunduğun
Hayat sahnesinde daima özüne yoğunlaş,
Bilinçaltı ve bilinç üstü evreninin sırlarını keşfet,
Onlara hâkim ve efendi olmayı başar,
Beden ve ruha egemen ol, onları kutla,
Ruhunu sev/bedenini sınırsızca sev,
Hayat isimli sevgiline sımsıkı sarıl,
…
Sadece ilk ve son kez sahip olduğun,
En büyük armağanın olan hayatın devam ederken,
En çok kendine değer ver, şımart, sıkça ödüllendir,
Sağlıklı, mutlu, coşkulu yaşamak için kendinle yarış,
…
Ama şunu da kabul; hayat asla adil değildir,
Hayat herkesi kırar, kırmıştır, kıracaktır,
Bu güne kadar tüm canlılara karşı,
Asla adil olmamıştır, olmaz, olmayacaktır,
Bundan daha da vahim olanı,
Tüm canlıları öldürmüştür, öldürür, öldürecektir,
Ya kurban rolünü seçersin; ya da
Kalemini eline alıp hayat hikâyeni yazarsın,
…
Hayatın her adımında, her nefesinde, sayısız,
Engeller, başarısızlıklar, sıkıntılar,
Çıkmaz sokaklar, bataklıklar, hayal kırıklıkları
Ve ölümlerle dolu olan bu serüvende;
Gün gelir mal mülk gider,
Şan şöhret makam mevki gider,
Döne döne maalesef ömür biter, can gider,
…
Ne kuvvet/Ne sağlık/Ne heybet kalıcı değildir,
Çünkü can bedene mülk değildir,
Hayatından senden geriye birkaç fotoğraf,
Birkaç basit düşünce yaşanıp tükenmiş bir hikâye kalır,
…
Ne bir saniye ileri götürülüp,
Bir saniye geri döndürülemeyen,
Bir saniye sonrasını ne olacağı bilinmeyen
Asla bilinemeyecek olan, renkli bir rüyadır hayat,
Sorgulanmaz, sorgulanamaz sadece yaşanır,
…
Her hayat sonu yüzde yüz ölümle biten
Uzunca bir hikâyedir; geride sadece anılar kalır,
Bir mezar taşıdır insandan geride kalan,
Onu da çoğunlukla başkaları çalacaktır,
…
MEZARIMDA BAHAR
Bulutlardan düşen saf çocukçasına dünyadan bilinmez karanlığa/ilk adımımı atacağım istemeyerek
Varsa gökyüzündeki yıldızım kayacak
Benden dünyaya toprak yığını bir mezar hatıra kalacak
Üzerine yağmur-kar yağacak
Rengârenk çiçek denizleri dalgalanacak/kuşlar ötecek
Kaç bahar/kaç milyar yıl geçecek ve benim bunlardan hiç haberim olmayacak…