Abdulkadir KAÇAR


Söz Namustur Bilene…

Vefa arıyorum/dost arıyorum/şefkat arıyorum/ Vefa uzaklarda kalan bir his/dost eski şarkılarda bir iz, Ferdi Özbeğen şarkısında gerçek dostu böyle anlatıyordu…


Günümüzdeki bazı insanlar,

Bırakın dostlukları, arkadaşlıkları ve vefayı

Yaşamayı, kibri, egoyu, ihtirası yarıştırır oldu…

Herkes birbirine kazık atmak, ağzındaki lokmayı,

Çalmak için sürekli fırsat kolluyor, 

İnsanların çoğu günümüzde maalesef;

Hep “ BEN DAİMA BEN SADECE BEN” diyor,

Vicdan ve merhamet unutulalı zaten çok uzun zaman oldu,

Verdiği sözde durmak saf insanın zanaatı haline geldi,

Adana için hayatını feda eden efsane belediye başkanı

Rahmetli Ege Bağatur; yaşadığı olayı şöyle anlatmıştı;

-Yaz aylarında yaylaya çıkıyorduk, o yıllarda çocuktum… 

-Sürekli orada yaşayan köylü vatandaş kentten dönüşte saçma almam

-İçin bana bir miktar para verip siparişini getirmemi rica etmişti, 

-Adana’dan gelirken getireceğimi söylemiştim, 

-Neyse kentten yaylaya geri döndüğümde unuttuğumu söylediğim köylü bana hayatımın unutamayacağım büyük bir dersini verdi; “OĞLUM İNSANI SÖZÜYLE; EŞEĞİ YULARIYLA BAĞLARLAR”

Çocuk olmama rağmen çok utanmıştım, yerin dibine girmiştim; 

Bu köylünün verdiği dersten sonra hayatım boyunca,

Tutamayacağım hiç bir sözü vermedim; verdiğim tüm sözleri fazlasıyla yerine getirdim…

… 

Ben özel, hem de iş hayatım boyunca verilen sözlere hep inandım;

Her söz vereni benim gibi saf ve yerine getirecek diye düşündüm;

-Şu proje tamam ağabey hallettim, yarın gel görüşelim dedi,  gittiğimde yoktu, 

-Şu saatte seni orada bekliyorum diyenin randevusuna gittiğimde yoktu,

-Bu defa kesin ve mutlaka geleceğim diye söz veren de gelmedi,

-Ağabey, duyarlı insansın, sana verdiğim sözü yerine getirmeyen şerefsizdir, diyen ama asla yerine getirmeyenlerle hayatım boyunca defalarca karşılaştım, hala da sıkça karşılaşıyorum, 

Abartmadan söylüyorum, hele de bir yıl boyunca,

30-40 defa belki de daha fazla söz vermesine karşın,

Telefonlara çıkmayan, hatta telefonumu engelleyenlerle,

Her defasında kıvırtanlarla yaşadım, hala da yaşıyorum

Verdiği sözü neden yerine getirmediğini sorduğumda insanın yüzü bile kızarmıyor, 

Aslında herkesin hayatında verdiği sözleri yerine getirmeyen,

Sayısız insanlar vardır, benimkinde daha da çoktu galiba?

Hele benim yoğun biçimde çalıştığım yıllardaki,

Medya sektöründe; 9 ay geriden maaş ödeyenler patronlar,

Söz verip yerine getirmemeyi, çalışanın hakkını ceplerine,

İndirmeyi zenginlik ve en büyük başarı sayarlardı;

Ama hiç birisi de iflah olmadı, çok sıkıntılı yaşadı, öldü,

Muhasebeci çalışanlardan sürekli zaman isterdi;

-Bayramdan önce maaşlar mutlaka ödenecek dediler ödemediler,

-Ağabey ödemeler cumartesine, pazartesi akşam kaldı dediler ödemediler,  sayısız cumartesiler, sayısız pazarlar geçti ödemeyip çalışanları mağdur ettiler, 

-Tahsilâta gönderdiğimiz muhasebeci parayı alamamış, ödemeleri ay sonunda kesin yapacağım, dediler asla ödemediler, 

-Çalışanları mağdur edenler de mağdur yaşayıp acılar içinde mağdur öldüler, aslında çalışanlara bu türlü davrananlar, onların hakkını vermeyenler, aslında gelecekteki hayatlarında kendilerini cezalandırdıklarını anlamadılar,

Vs… Vs… Vs…

Anadolu irfanıyla yaşayan halkımız verdiği sözü yerine getirmeyen, umut verip, defalarca kandıran, insanları mağdur edenler için ne güzel söz söylemiş; BİLENE SÖZ NAMUSTUR…

Samimi itirafımdır ki; çevremdeki herkeste bunu bilir;

İlk, ortaokul, lise, üniversite yıllarım başta olmak

Üzere, 50 yıllık medya sektöründeki hayatımda

Hiçbir işime, aşıma, arkadaşıma, programımla ilgili verdiğim sözden, tek bir saniye bile dönmedim,

Ömrümce verdiğim her randevuma belirtilen saatten 30-40 elli dakika bazen bir saat erken gittim, bekledim ama başkalarını asla bekletmedim,

Çünkü benim içinden geldiğim kültürde, ölüm dışında,

Verilen tüm sözler yerine getirilir, sadece ölürse insan sözünü yerine getirmese o zaman ayıplanmaz, aşağılanmaz, mazereti kabul edilirdi…

Ama hayat sahnesinde varlığım süresince verdiği sözleri tutmayanlar, bazen de bilerek uymayanlar, kıvıranlarla yeniden karşılaşıldığında,

Yüzü bile utancından kızarmıyorsa, özür bile dilemiyorsa o insan artık;

NEONDERTHAL yani, henüz insan olamayan, taslak, ilkel insan demektir;

Çağını, kendini, henüz tanıyamamış, iş ve randevu konusunda uygarlaşamamış, bir tür dağ insanıdır, 

Tarih ve zaman söz verip tutmayan kurum, kuruluş, kişi,

Özel sektör kim olursa olsun onların yaşadığını,

Kayıt etme gereği duymaz, onları yok sayar,

Gelecekteki insanlara bu kişilerin sadece sahtekârlıkları kötü anı olarak kalır o kadar,

Eğer verdiği söz büyük ya da küçük, önemli ya da önemsiz de olsa, ona uyan, yerine getiren, 

Randevusuna zamanında gelen, arkadaşlarınız, dostlarınız varsa,

Onların elini asla bırakmayın; bu saygıdeğer dostluğunuzu mezara kadar aralıksız sürdürün, 

Ne mutlu böyle tutarlı arkadaşları ve dostları olanlara…

Ben sözünde duran, verdiği randevulara gelen arkadaş arıyorum, 

Dost arıyorum ferdi Özbeğen şarkısında olduğu gibi…

ARAMAKLA BULUNMAZ; AMA BULANLAR ARAYANLARDIR özdeyişini de buraya yazıyorum…

 

 

 

Burak Deniz Datça'da 6 dönümlük arazi satın aldı! Çiftlik evi için 15 milyon TL harcadı

Ceylan Bodrum'da milyonluk teknesiyle açıldı! Düşman çatlattı

Songül Karlı'nın son hali ortaya çıktı...

Entübe edildiği konuşulmuştu! 89 yaşındaki Gönül Yazar son haliyle gündemde

Özcan Deniz'in eşi Samar Dadgar kaynanasından yediği dayağı anlattı...

Birkaç kez ayrılıp barışmışlardı! İrem Derici DJ sevgilisiyle evleniyor!

Geline servet değerinde altın takıldı!

Fahriye Evcen ile Burak Özçivit boşanıyor mu?

Görenler aynı şeyi söyledi! 'Tıpkı babası'

Sürtünme izleri gemiye ait çıktı...