Abbas Bilgili


Tanrı iyi ise kötülük neden var!


Yaz güneşinin kavurucu sıcaklarını yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Bir ay önce  Avrupa’nın güneyi Lucifer (şeytan) adı verilen sıcak hava dalgası ile yanıyordu. Biz de bu sıcak hava dalgasını Çukurova’da iliklerimize kadar hissettik. Gazeteler, o sıcak hava dalgasına Avrupa’da Lucifer (şeytan) adının verildiğini yazmıştı.

Benim de üzerinde durmak istediğim konu, sıcak hava dalgasının kendisi değil. Takıldığım husus, bu sıcak hava dalgasına “şeytan” adının verilmiş olması. Anlaşılan, kötülüğün (sıcakların) suçunu şeytana yıkmış insan oğlu.

Kötülük, felsefede ve dinde, bu bağlamda da din felsefesinde asırlardır tartışılan bir konu. “Tanrı iyi ise ve her şeye kadir ise, kötülük neden var” sorusu felsefecileri ve ilahiyatçıları sürekli meşgul etmiştir. Bu soruyu soranlar “her şeye kadir Tanrı iyi bir Tanrı ise neden kötülüğü yaratmıştır, her şeyi iyi yaratabilirdi” diyorlar.

Soru oldukça mantıklı görünüyor. Öyle ya! Tanrı her şeye muktedir olduğuna göre, dünyada kötülüklerin olmasına izin vermeme gücüne de sahipti. Deprem, sel, yangın, hastalık gibi doğadan gelen afetleri; ya da insanların birbirlerine yaptıkları  savaş, katliam, tecavüz, işkence, gasp, hırsızlık gibi kötülükleri de hiç yaratmayabilirdi.

Kötülükle ilgili soruyu ilk ortaya atan düşünürün Epikür (MÖ 341 -270) olduğu kabul ediliyor.  Epikür, Eğer Tanrı mutlak anlamda iyilik ise kötülükleri yok etmelidir. Ve eğer, Her Şeye Gücü Yeten ise bunu yapmaya muktedir olmalıdır. Bu durumda kötülük nereden gelmektedir?” diye sorar.

İskoç filozof David Hume (1711 – 1776) da klasikleşmiş sorusunu şu şekilde sormaktadır; “Tanrı, kötülüğü önlemek istiyor da, gücü mü yetmiyor? O halde O güçsüzdür. Gücü yetiyor da önlemek mi istemiyor? O halde O iyi niyetli değildir. Hem gücü yetiyor hem de iyi niyetli ise, bunca kötülük nasıl var oluyor?”

Felsefede “kötülük problemi”nin“teodise” olarak adlandırıldığını hatırlatalım ve  ateist filozofların bu sorusuna inanan filozofların verdikleri cevaplara da kısaca değinelim. Kötülük problemini “Teodise” isimli kitabında irdeleyen Leibniz uzun uzun konuyu inceler ve  Tanrı, bu mümkün alemler arasından "en iyi" olanın varolmasını onaylamıştır” der.

Spinozakonuyu izafilik açısından ele alır ve kötülüğü, iyiliğin azalması ya da iyiliğin yokluğu olarak kabul eder.

Augustune’ye göre Tanrı’da kötülüğün olması veya Tanrı’nın kötü olması mümkün değildir. Mutlak iyi olan Tanrı’dan iyilikten başka birşeyin zuhur etmesi mümkün değildir. Bu filozofta da Spinoza’ya benzer şekilde kötülüğü iyiliğin azalması olarak görme eğilimi var.

Hick ise kötülüğü, insanın olgunlaşması için gerekli bir olgu olarak görür. Bu filozofa göre insan özgür irade ile yaratılmıştır. Hayatta çektiği sıkıntılar onu şekillendirir, olgunlaştırır. Her şeyin iyi olduğu bir dünyada iyiliğin değeri bilinemez, iyilik diye bir şeyin varlığı dahi hissedilmez.

İslam tarihindeki İhvan-ı Safa düşünürleri de  “kötülük, iyiliğin anlamlı olmasına hizmet eden bir özelliğe sahiptir” derler.

Farabi’ye göre, tam ve mükemmel olan Tanrı’dır, Tanrı’nın dışındaki her şey eksiktir, başka şeylerin mükemmel olma özelliği olamaz, kötülüğü de Tanrı’nın dışındaki mükemmel olmayan şeyler arasında düşünmek gerekir.

İbn Sina’ya göre bu alemde her şey doğru olsa idi, bu alem bu alem olmaz, başka alem olurdu. Bu alem iyiliğin bedeli olan kötülüğü de barındıran alemdir.

İbnRüşd’e göre, bizim kötülük diye bildiğimiz şey Tanrı nazarında kötülük olmayabilir, nihai amaç olan adaletin gerçekleşmesi  için bir araç olabilir.

Önemli bir cevap da kötülük – iyilik çelişkisinin insanda ve toplumda meydana getirdiği gelişmedir. Esasen görüşlerin çoğu birbirine benziyor ve birbirini tamamlıyor. Kötülük olmasaydı iyilik de olmazdı. Açlık olmasa insanlara yardım etme düşüncesi olmazdı, savaş olmasaydı barış olmazdı, sıcak olmasaydı buzdolabı ve klima icat edilmezdi, deprem olmasaydı deprem araştırmaları olmazdı, suç olmasaydı kanunlar ve hukuk olmazdı. Bu açıdan bakıldığında insanın kişisel olgunluğu da toplumun gelişmesi de kötülüklere cevap vermekle oluyor. Bu da bir bakış açısı. 

Burada vurgulanması gereken önemli bir husus da, ateistlerin “kötülük varsa Tanrı neden var” sorusundan da anlaşılacağı üzere, hayatı bu dünyadan ibaret kabul etmeleridir. İnananlara göre ise, hayat bu dünyadan ibaret değildir, bu dünya geçicidir ve kalıcı gerçek dünya “öteki dünya”dır. Bu dünyada kötülüğe maruz kalan masum insanın bu kötülükten gördüğü zararın karşılığını bu dünyada almasa dahi öteki dünyada alacağıdır.

Bir gazete haberindeki sıcak hava dalgasına “şeytan” denmiş olması bizleri nerelere sürükledi.  Nereden nereye geldik! İsterseniz konuyu bir Nasrettin Hoca fıkrası ile bitirelim.

Bir gün Hoca, köyüne dönerken ulu bir ceviz ağacının altına soluklanmak için oturmuş. Ağacın yanında bal kabağı tarlası varmış. Hoca:

– Hey güzel Allah’ım, demiş, kavuğum kadar bal kabağının serçe parmağım kadar sapı var. Şu boylu poslu ceviz ağacının meyveleri eşeğin gözü kadar bile değil.

O böyle tefekkür ededursun, bir ceviz pat diye alnına düşmez mi? Alnı ceviz gibi şişmiş.

Hoca bir cevize, bir kabaklara bakıp:

– Güzel Allah’ım, demiş, sözümü geri aldım. Altında oturduğum ağacı ya bal kabağı ağacı yapsaydın!

Allah’ın bu dünyayı mükemmel şekilde yarattığı Nasrettin Hoca’dan da anlaşılmıyor mu?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Esra Ezmeci Mehmet Ali Erbil'e özel hayatını açık açık sordu!

Uzman isim tarih verdi...

Arka Sokaklar’ın Murat’ı Uğur Pektaş yıllar sonra ortaya çıktı! Son haline yorum yağdı

Testi pozitif çıkanlar için iddianame yolda! 5 yıl hapis talebi...

Kainat Güzellik Yarışması'nda şaşırtan anlar! Önce hakaret etti sonra salondan kovdu!

Merve Taşkın İstanbul'u terk edip Mersin'e gitti! Doğayla iç içe lüks villasını paylaştı

Sibel Can gömleğinin düğmelerini açıp dantelli sütyeniyle poz verdi...

Ece Erken Esra Ezmeci'nin doğal olduğuna ikna olmadı! Eğilip baktı...

Kalp krizi geçiren Muazzez Abacı'dan üzen haber geldi...

Şevket Altuğ, Ahmet Gülhan'ın cenazesinde ortaya çıktı! Son hali dikkat çekti