Acil demek hemen yapılması gereken anlamında kullanılmaktadır. Türkiye’de sağlık kuruluşlarındaki acillerde durum nedir ? Sağlık Kuruluşlarının Acillerine gerçekten Acil olarak tanımlayabileceğimiz hastalar mı geliyor yoksa işimi bir an önce halledeyim diyenler mi geliyor? Ya da şöyle soralım: Acillere gelen hastalardaki gerçek acil hasta oranı nedir ? Sağlık bakanlığı konu hakkında çalışma yapıyor ve de hastane yönetimlerine resmi yazı gönderiyor, talimat veriyor. Acillere başvuran, ancak gerçek acil olmayan hasta oranının düşürülmesini istiyor.
Dahiliye, kadın doğum, genel cerrahi, beyin cerrahi …… bölümleri olduğu gibi Acil Tıp Bölümleri de vardır. Ancak ülkemizde tüm hastanelerde çalışacak sayıda Acil Tıp Uzmanları olmadığı için Pratisyen hekimler açığı telafi etmektedirler.
Her uzmanlık branşı zaman zaman kongreler düzenlemektedir. Acil Tıp Uzmanları da zaman zaman kongreler düzenlemektedir. Ancak bu kongrelerde vakalar tartışılırken ilk müdahale yapılmadığı taktirde hayati tehlike arz edebilecek ya da sakat kalınabilecek olaylar, vakalar tespit edilerek acil kavramı içine sokulmaktadır. Acil kabul edilen ve acil kabul edilmeyen vakalar vardır. Her vaka acil değildir. Sakın bana, acil kabul edilebilmesi için illa ölmemiz mi lazım demeyin.
Gerçekten acil olmayan hastaların yarattığı kalabalık ortam ve kaos, şu anda devam eden koronavirüs salgını sürecinde bulaştırıcılık açısından kaynak teşkil etmektedir. Gerçek acillere yeteri kadar bakım ve tedavi verilmesine engel teşkil etmektedir. Laf olsun diye acillere gidilmemelidir, sadece gerçek acil vakaların acillere başvurması her yönden fayda sağlayacaktır.
Acil vakalara müdahale edebilecek Acil Tıp sağlık personeli özel yetiştirilmektedir. Acillerde sadece acil tedavi ve müdahale için gerekebilecek tetkikler yapılabilmektedir. Acillerde her tür tetkik yapılamamaktadır. Acillerde her şeyi yapabilmeniz için gerekli personel, cihaz için yaklaşık her bireyin sosyal güvenlik kurumuna sağlık primi anlamında yaklaşık asgari ücretin 2-3 katını ödemesi gerekir. Devletin istediği aylık sembolik sağlık primi katkı payını ödeyemeyen, asgari ücretle iş bulursam çalışırım diyen onca kişi varken bu kadar büyük sağlık giderini nasıl karşılayacaksınız ? Param yok ama özel uçak isterim diyen bir arkadaşım aklıma geliyor.
Tüm dünya bu kadar büyük sağlık giderlerini karşılayamayacağı için, taahhütte bulunmadıkları halde ; Acil Tıp Uzmanlarının kongrelerde aldıkları bu kararlara uymaktadır. Uymayanlarda ; yerçekimi kanununu kaldırdım deyip gökdelenden atlayanların pozisyonuna düşüyor.
Dünya sağlık örgütünün acil tanımı, şahsi düşünceme göre biraz aşırı geliyor. Ülkemiz için Acil Tıp Uzmanları Derneği, Acil Tıp Yeterlilik kurulu gibi kurum ve kuruluşlar bir araya gelerek bir liste hazırlamalıdır. Bu listede hangi şikayetler olursa acillere başvurulacağı, hangi şikayetler olursa polikliniklere başvurulması gerektiği yazılmalıdır. Kamu spotu olarak Sağlık Bakanlığı tüm basın yayın kuruluşlarında spot bilgilerin yayınlanmasını zorunlu kılmalıdır. Bu liste zaman zaman değişebilir. Bu değişimler her bilim insanının da bileceği gibi bilimsel gelişmeler olarak değerlendirilmelidir.
İnsanlarımız, devletimiz el ele verirse sağlık giderleri azalır. Devletin her sene sosyal güvenlik kurumuna yapmak zorunda olduğu ödemeler azalır, bütçe rahatlar. Herkesin emekli maaşı kısmen de olsa artar. Devletin yaptığı sosyal yardımlar artar. Bu noktada, Mecliste grubu olan tüm partilerin desteği çok önemlidir. Mevzubahis ülkemizde yaşayan tüm insanların sağlığı, ülkemizin ekonomisidir.
