Abbas Bilgili

Tarih: 01.08.2018 14:34

PKK Katil Değil, Seri Katildir!

Facebook Twitter Linked-in

Daha önce de PKK ile ilgili görüşlerimi yazdım. Sadece kınamak, “lanet olsun” demek yerine, PKK’yı daha iyi tanıyabilmek için, kendi kaynakları üzerinden eleştirdim. Ne yazık ki, bu ülkede PKK’ya sempati ile bakan ciddi bir çevre var. Ve bu ahmaklara göre PKK barış getirecekmiş! Uyuşturucu kaçakçısı bir seri katilden barış ummak da bizim ahmaklara özgü olmalı! 

Bu örgüt, Kürtlerin demokratik haklarını savunma maskesi altında 40 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’ne savaş açmış durumda. Bugün Kürtlerle ilgili diğer etnik kimlikten gelenlerle farklı hiçbir ayrımcılık olmamasına karşın, bu katil örgüt seri cinayetlerine devam ediyor. Demem o ki, PKK’nın Kürtlerin demokratik hakları ile uzaktan yakından ilgisi yok.

Esasen insanlık düşmanı, seri katil, pislik bir örgütten demokratik hak beklemek, insan hakları umut etmek ahmaklıktan başka bir şey değil.

Her ne kadar Kürtlerin hakları diye ortaya çıkmış ise de, elindeki gaddarlık sopası ile Kürtleri kendi çizgileri doğrultusunda yönetmek ve yönlendirmek derdinde. Kendi çizgileri dışındaki hiçbir Kürt hareketine, diğer oluşumlara, diğer partilere hayat hakkı tanımak istemiyor. Sadece Türkleri değil, kendileri gibi düşünmeyen Kürtleri de acımasızca infaz ediyor. Ve bir kısım Kürtler de bunların kendilerine demokrasi ve barış getireceğini zannediyor. Böyle bir beklentinin ahmaklık olduğunu yeniden hatırlatmak isterim. Terör örgütü,  demokrasi de getiremez, barış da getiremez.

Esasen, demokrasi anlayışları oldukça problemlidir. Abdullah Öcalan’ın son yıllarda yazdığı metinlerde “komünal demokrasi” diye takdim ettiği görüşlerin, bildiğimiz demokrasi ile bir ilgisi yok. Komünal demokraside, farklı düşünenlere hayat hakkı verilmiyor. Herkesi sopa zoruyla aynı çizgide tutmanın adıdır komünal demokrasi. Yine Abdullah Öcalan tarafından kaleme alınmış olan KCK Sözleşmesi de PKK’nın ideolojisini tespit etmemiz açısından önemli bir metindir. Kendilerinin Anayasaları niteliğindeki bu metin incelendiğinde görülecektir; önemli konularda son söz halkın değil, önderliğindir. Yani Stalinist bir diktatörlük yönetiminin adına komünal demokrasi diyorlar. Yargı gibi adalet dağıtacak mekanizma da “Halk Mahkemeleri” denilen cinayet aygıtlarına bırakılmış. Zaten örgüt içi cinayetler, kendi yoldaşlarını dahi acımasızca öldürmeler göz önüne getirilecek olursa, bunlardan demokrasi ve insan hakları beklemenin beyhude olduğu anlaşılır.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında SykesPicot Anlaşması ile paylaşılan Ortadoğu toprakları, bugün yeni bir paylaşıma tabi tutuluyor. Ortadoğu haritası yeniden çizilmeye çalışılıyor. Haritayı değiştirmek isteyenlerin ellerinde kan, kafalarının arkasında petrolden gelecek dolar hesabı var. Bölgenin kanı emilip, petrolü tüketildiğine eminiz ki, bugünkü kadar ilgi çekmeyecektir. O zaman Batı’nın ve ABD’nin Ortadoğu’daki tek ilgisi, İsrail’i korumaya yönelik olacaktır. Şu anda da Ortadoğu’nun yalnız devleti İsrail’e bir yandaş Kürt devleti kurmanın peşindeler. 

Bugün Ortadoğu haritasını değiştirmeye çalışanların bu sebeplerle PKK’yı da maşa olarak kullandıkları çok açık. PKK, kullanılmaya müsait bir terör hareketidir. Batı ülkelerinin PKK’ya gösterdikleri  hoşgörü dikkatlerden kaçmıyor. Ancak terör örgütüne hoşgörülü olanların unutmaması gereken bir husus var; terörün mantığı yoktur, bir gün gelir seni de vurur. Unutulmasın ki, İsveç’in eski Başbakanı OlefPalme’nin katledilmesinde PKK şüphesi henüz ortadan kalkmış değil. Böyle bir “katillik potansiyeli” PKK’da her zaman olmuştur.

Sonuç olarak şunu net olarak söyleyebiliriz; PKK bir katil örgüttür. PKK insanlık düşmanıdır. PKK demokrasi düşmanıdır. PKK insan hakları düşmanıdır. PKK, hukuk düşmanıdır. PKK sadece Türklerin değil, Kürtlerin de düşmanıdır. PKK sıradan bir katil değil, sıra dışı bir katildir. PKK’ya katil demek çok hafif kalır. PKK bir seri katildir!

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —